2 Temmuz 2013 Salı

Utancın Zaman Aşımı Olmaz



Bugün Türkiye'nin utanç yıl dönümlerinden biri...

Bugün Türkiye'nin kendisi ile hesaplaşması gereken, mutlaka hesaplaşması gereken tarihsel bir olayın yıl dönümü...

Bugün Sivas Katliamının yıl dönümü...

33 yazar, şair, sanatçı ve aydın diri diri yandı Sivas'ta. Bu olayla Türkiye hesaplaşmazsa Türkiye'nin ne Cumhurbaşkanı ne Başbakanı ne Anayasa Başkanı ne de meclisi yasal sayılamaz.

En büyük şehrin cumhuriyet başsavcısı, en ücra köşedeki bir savcı, küçük bir ilçedeki bir hakim, büyük bir gazetenin herhangi bir köşe yazarı, bir blogda yazı yazan, twit atan, Facebook'ta yorum yazan, kahvede kelam eden herkes yalandır.

Sen, ben, o... Gerçek değiliz hiçbirimiz.

Gezi Direnişi, Taksim, Dikmen, Gündoğdu, Abbasağa hiç kimse...

Türkiye bu utancı ile yaşamaya devam ettiği sürece kimse oğlunun başını okşamasın, kimse öpmesin küçük kızının yanağını...

 33 can yandı. Katiller bile isteye yakalanmadı. Gözlerinin önlerinde duran katiller görmezden gelindi, arkalarındaki gölgede bahaneler arandı.
Sivas Katliamı Davası zaman aşımından düştü. O süre boyunca yurt dışına bile kaçmaya gerek görmeden ellerini kollarını sallaya sallaya dolaştılar serbestçe...

Bu utancın zaman aşımı olmaz.
Değil 20 yılda100 yılda  bile aşamazsınız bu utancı...
Siz görevini yapmayan kolluk kuvvetleri, savcılar, hakimler, bakanlar utancınızın zaman aşımı yok.

Ya siz gazeteler, haber müdürleri...
Sen, zamanın Hürriyet Gazetesi haber müdürü! “Sivas’ta Aziz Nesin İsyanı” başlığını atmanın utancını aştın mı?
Sen  “Aziz Nesin'in bir gün önce yaptığı konuşmada 'Kuran’ın devri bitmiştir' demesi tahriklerin gerekçesi oldu” başlığıyla okuyucunun karşısına çıkan Sabah Gazetesi hiç utanmadın mı?
Ya sen, Milliyet Gazetesi; “Olay konuşma” deyip, meseleyi Aziz Nesin'in tahrikine bağlarken vicdanı kimin vestiyerine emanet etmiştin?


Nazlı Ilıcak, nöbetçi akil hanım…” Olayın abartılarak batı basınına yansıyacağına eminiz. Sivas'taki katliamın münferit ve kendine özgü şartlar içinde geliştiği unutularak köktenci akımlarda bir tırmanış olarak gösterilmesi de mümkündür..." diye yazmayı nasıl sindirebildin içine.

Bianet’in 2 Temmuz 2011 tarihli “18 yıl önce gazetelerde Madımak” haberinden alıntıladığım başlıklarla, olayın hemen ertesinde, böyle aktarıldı katliam…

Katliamın hemen ardından Türkiye bu olayı içine sindirmeye karar vermişti. 33 canı yakanlar mazur gösterildi. Tekbir diye bağıranlar tahrik edilmiş mağdurlar olarak gösterildi.

Katiller saydamlaştırılıp arkasındaki sisler içindeki uzaklar işaret edildi?

Oysa her karanlık olay önce failleri yakalamaktan geçer.  Kuklayı ele geçirmeden, kuklacıya nasıl ulaşılır ki?
Sivas olaylarında bizlere dinci gericiliğin önce yalın hali, hemen sonrasında da yaldızlı hali gösterildi.
Verem gösterilip AKP'ye razı edildik. Bir madalyonun aynı yüzüne üst üste işlenmiş iki ayrı resim, bakış açını biraz değiştirdiğinde kolayca diğerine dönüşen tek bir hologram gibi... Bu hologramı davanın görüldüğü mahkeme salonlarında Türkiye gördü aslında. Her ne kadar görmezden gelinse de... Sakallı katillerin yanında yer alan kravatlı avukatların müvekkillerinden aldıkları vekaletnameler ileriki yıllarda AKP saflarında cazip, etkili görevler için adeta birer CV’ ye dönüştü. Aşağıdaki liste bunu gösteriyor.
Türkiye, hesaplaşması gereken utancını başına taç etmiştir. Bu utançtan kurtulmanın, bu kanlı, soytarı başlığını tutup yere atmanın zamanı geldi.
Ama önce bu aldatıcı holograma farklı açıdan bakmak gerekiyor.
Bu kravatlı Talibanların gerçek yüzünü görmek ve göstermek gerekiyor.
Asla ve asla bu davanın "zaman aşımı" oldubittisine razı olmamak gerekiyor. 

Nadi Öztüfekçi
2 Temmuz 2013


Utanç listesi:
Av. Şevket Kazan - Eski RP Milletvekili ve eski Adalet Bakanı;
Av. Celal Mümtaz Akıncı - Afyon Barosu Başkanı ve AKP oylarıyla Anayasa Mahkemesi üyesi;
Av. Hayati Yazıcı AKP’nin Devlet Bakanı;
Av. Haydar Kemal Kurt - AKP Isparta Milletvekili;
Av. Zeyid Aslan - AKP Tokat Milletvekili, Başbakan Erdoğan’ın eski avukatı;
Av. Hüsnü Tuna - AKP Konya Milletvekili;
Av. Burhanettin Çoban - Afyonkarahisar AKP’li Belediye Başkanı;
Av. Faik Işık - Başbakan Erdoğan’ın ve Süleyman Mercümek’in avukatı;
Av. İbrahim Hakkı Aşkar - 22. Dönem AKP Afyon Milletvekili;
Av. M. Ali Bulut - AKP Maraş Milletvekili ve Anayasa Komisyonu üyesi;
Av. Bülent Tüfekçi - AKP Malatya İl Başkanı;
Av. Halil Ürün - RP kayıp trilyon davası sanığı, AKP Afyon Milletvekili
Av. Mevlüt Uysal - AKP İstanbul Başakşehir Belediye Başkanı;
Av. Nevzat Er - Eski AKP Eminönü Belediye Başkanı;
Av. Suat Altınsoy - AKP Konya İl Başkanı Yardımcısı;
Av. Tayfun Karali - İstanbul Büyükşehir Belediyesi Darülaceze Müdürü;
Av. Ferruh Aslan - İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Müdürü;
Av. İbrahim Kök - AKP Elazığ Milletvekili Aday Adayı;
Av. Ali Aşlık - Eski AKP İzmir İl Başkanı;
Av. Bedrettin İskender - AKP Ümraniye Belediye Başkan adayı;
Av. Ekrem Bedir - Sakarya AKP Hendek Belediye Meclis Üyesi;
Av. Eyüb Karagülle - Eski Saadet Partisi İlçe Başkanı;
Av. Faruk Gökkuş - AKP Kâğıthane Belediye Başkanlığı Aday Adayı;
Av. Hasan Hüseyin Pulan - AKP İstanbul İl Disiplin Kurulu üyesi;
Av. Hurşit Bıyık - AKP Trabzon İl Başkan Yardımcısı;
Av. Reşat Yazak - Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen hakaret içeren yorumlar yazmayın.