Bugün
Türkiye'nin utanç yıl dönümlerinden biri...
Bugün
Türkiye'nin kendisi ile hesaplaşması gereken, mutlaka hesaplaşması gereken
tarihsel bir olayın yıl dönümü...
Bugün Sivas
Katliamının yıl dönümü...
33 yazar,
şair, sanatçı ve aydın diri diri yandı Sivas'ta. Bu olayla Türkiye
hesaplaşmazsa Türkiye'nin ne Cumhurbaşkanı ne Başbakanı ne Anayasa Başkanı ne
de meclisi yasal sayılamaz.
En büyük
şehrin cumhuriyet başsavcısı, en ücra köşedeki bir savcı, küçük bir ilçedeki
bir hakim, büyük bir gazetenin herhangi bir köşe yazarı, bir blogda yazı yazan,
twit atan, Facebook'ta yorum yazan, kahvede kelam eden herkes yalandır.
Sen, ben,
o... Gerçek değiliz hiçbirimiz.
Gezi
Direnişi, Taksim, Dikmen, Gündoğdu, Abbasağa hiç kimse...
Türkiye bu
utancı ile yaşamaya devam ettiği sürece kimse oğlunun başını okşamasın, kimse
öpmesin küçük kızının yanağını...
33 can
yandı. Katiller bile isteye yakalanmadı. Gözlerinin önlerinde duran katiller
görmezden gelindi, arkalarındaki gölgede bahaneler arandı.
Sivas Katliamı Davası zaman aşımından düştü. O süre boyunca yurt dışına bile kaçmaya gerek görmeden ellerini kollarını sallaya sallaya dolaştılar serbestçe...
Sivas Katliamı Davası zaman aşımından düştü. O süre boyunca yurt dışına bile kaçmaya gerek görmeden ellerini kollarını sallaya sallaya dolaştılar serbestçe...
Bu utancın
zaman aşımı olmaz.
Değil 20
yılda100 yılda bile aşamazsınız bu utancı...
Siz görevini yapmayan kolluk kuvvetleri, savcılar, hakimler, bakanlar utancınızın zaman aşımı yok.
Siz görevini yapmayan kolluk kuvvetleri, savcılar, hakimler, bakanlar utancınızın zaman aşımı yok.
Ya siz gazeteler, haber müdürleri...
Sen, zamanın Hürriyet Gazetesi haber müdürü! “Sivas’ta Aziz Nesin İsyanı” başlığını atmanın utancını aştın mı?
Sen
“Aziz Nesin'in bir gün önce yaptığı konuşmada 'Kuran’ın devri bitmiştir' demesi
tahriklerin gerekçesi oldu” başlığıyla okuyucunun karşısına çıkan Sabah
Gazetesi hiç utanmadın mı?
Ya sen,
Milliyet Gazetesi; “Olay konuşma” deyip, meseleyi Aziz Nesin'in tahrikine
bağlarken vicdanı kimin vestiyerine emanet etmiştin?
Nazlı
Ilıcak, nöbetçi akil hanım…” Olayın abartılarak batı basınına yansıyacağına
eminiz. Sivas'taki katliamın münferit ve kendine özgü şartlar içinde geliştiği
unutularak köktenci akımlarda bir tırmanış olarak gösterilmesi de
mümkündür..." diye yazmayı nasıl sindirebildin içine.
Bianet’in 2
Temmuz 2011 tarihli “18 yıl önce gazetelerde Madımak” haberinden alıntıladığım
başlıklarla, olayın hemen ertesinde, böyle aktarıldı katliam…
Katliamın
hemen ardından Türkiye bu olayı içine sindirmeye karar vermişti. 33 canı
yakanlar mazur gösterildi. Tekbir diye bağıranlar tahrik edilmiş mağdurlar
olarak gösterildi.
Katiller
saydamlaştırılıp arkasındaki sisler içindeki uzaklar işaret edildi?
Oysa her
karanlık olay önce failleri yakalamaktan geçer. Kuklayı ele geçirmeden,
kuklacıya nasıl ulaşılır ki?
Sivas
olaylarında bizlere dinci gericiliğin önce yalın hali, hemen sonrasında da
yaldızlı hali gösterildi.
Verem
gösterilip AKP'ye razı edildik. Bir madalyonun aynı yüzüne üst üste işlenmiş
iki ayrı resim, bakış açını biraz değiştirdiğinde kolayca diğerine dönüşen tek
bir hologram gibi... Bu hologramı davanın görüldüğü mahkeme salonlarında
Türkiye gördü aslında. Her ne kadar görmezden gelinse de... Sakallı katillerin
yanında yer alan kravatlı avukatların müvekkillerinden aldıkları vekaletnameler
ileriki yıllarda AKP saflarında cazip, etkili görevler için adeta birer CV’ ye
dönüştü. Aşağıdaki liste bunu gösteriyor.
Türkiye,
hesaplaşması gereken utancını başına taç etmiştir. Bu utançtan kurtulmanın, bu
kanlı, soytarı başlığını tutup yere atmanın zamanı geldi.
Ama önce bu
aldatıcı holograma farklı açıdan bakmak gerekiyor.
Bu kravatlı
Talibanların gerçek yüzünü görmek ve göstermek gerekiyor.
Asla ve asla
bu davanın "zaman aşımı" oldubittisine razı olmamak gerekiyor.
Nadi
Öztüfekçi
2 Temmuz
2013
Utanç
listesi:
Av. Şevket
Kazan - Eski RP Milletvekili ve eski Adalet Bakanı;
Av. Celal
Mümtaz Akıncı - Afyon Barosu Başkanı ve AKP oylarıyla Anayasa Mahkemesi üyesi;
Av. Hayati
Yazıcı AKP’nin Devlet Bakanı;
Av. Haydar
Kemal Kurt - AKP Isparta Milletvekili;
Av. Zeyid
Aslan - AKP Tokat Milletvekili, Başbakan Erdoğan’ın eski avukatı;
Av. Hüsnü
Tuna - AKP Konya Milletvekili;
Av.
Burhanettin Çoban - Afyonkarahisar AKP’li Belediye Başkanı;
Av. Faik
Işık - Başbakan Erdoğan’ın ve Süleyman Mercümek’in avukatı;
Av. İbrahim
Hakkı Aşkar - 22. Dönem AKP Afyon Milletvekili;
Av. M. Ali
Bulut - AKP Maraş Milletvekili ve Anayasa Komisyonu üyesi;
Av. Bülent
Tüfekçi - AKP Malatya İl Başkanı;
Av. Halil
Ürün - RP kayıp trilyon davası sanığı, AKP Afyon Milletvekili
Av. Mevlüt
Uysal - AKP İstanbul Başakşehir Belediye Başkanı;
Av. Nevzat
Er - Eski AKP Eminönü Belediye Başkanı;
Av. Suat
Altınsoy - AKP Konya İl Başkanı Yardımcısı;
Av. Tayfun
Karali - İstanbul Büyükşehir Belediyesi Darülaceze Müdürü;
Av. Ferruh
Aslan - İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Müdürü;
Av. İbrahim
Kök - AKP Elazığ Milletvekili Aday Adayı;
Av. Ali
Aşlık - Eski AKP İzmir İl Başkanı;
Av.
Bedrettin İskender - AKP Ümraniye Belediye Başkan adayı;
Av. Ekrem
Bedir - Sakarya AKP Hendek Belediye Meclis Üyesi;
Av. Eyüb
Karagülle - Eski Saadet Partisi İlçe Başkanı;
Av. Faruk
Gökkuş - AKP Kâğıthane Belediye Başkanlığı Aday Adayı;
Av. Hasan
Hüseyin Pulan - AKP İstanbul İl Disiplin Kurulu üyesi;
Av. Hurşit
Bıyık - AKP Trabzon İl Başkan Yardımcısı;
Av. Reşat
Yazak - Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen hakaret içeren yorumlar yazmayın.