17 Mayıs 2013 Cuma

Sizce ilacı nedir?

Bir yorumda yazmıştım. Kendimi kaptırmışım, biraz uzunca kaçmış.
Ben de buraya aktarayım dedim.

Zaten ne zamandır bu konuda bir iki kelam edeyim diyordum.
Solcularda kendimce gördüğüm bir iki hastalıkla ilgili. Elbette biraz ironik...

Yani bazı tıbbi tanımlar tarafımdan konunun özüne uyarlandılar. Bazıları da aynen geçerli.
Ama işin özü ile ilgili düşüncelerim tam da bu... 
Kimse tek başına üzerine alınmasın. Ama kimse de "ben değil, onlardan söz ediyor" demesin.
Hepimizden söz ediyorum. Tabii kendimce...
Alzheimer hastalığı: Temel olarak bir bellek bozukluğu ile başlar ve ilerlediği zaman tüm zihinsel işlevleri ve dolayısıyla tüm bağımsız varoluşu etkiler. İlginç özelliklerinden biri uzak geçmişi hatırlayıp, yakın geçmişin hatırlanmamasıdır. Tipik bir yaşlılık hastalığıdır aslında... Günümüz ve yakın geçmişi ısrarla hatırlamak istemezler. Uzak geçmişi yaşarlar. Güncelle ilgili sorunlu konulardan ısrarla kaçınırlar. Örneğin yakın zaman da kaybettiği genç oğlunun ölümüne duyarsız göründükleri halde çocuk yaşlarda kaybettiği dedeleri için ağlarlar.
Solun moda hastalıklarından biridir. Bireyler açısından umutsuz olsa bile topluluklar açısından umudumu korumak istiyorum.

Bir başka sol hastalığı da "Nekrofobi"dir. Türkçesi ceset (ölü) korkusudur. Sanrılı bir ruh halinin ürettiği hayali korkular şeklinde baş gösterir. Sevilmeyen, korku duyulan bir büyüğün ölümünden sonra da korkusunun yaşatılmasıdır. Hasta, korkusunun maddi temellerinin ortadan kalkmasına rağmen bir türlü gündelik hayata dönemez. Bazen yapılması gerekenleri erteleme eğiliminin bir yansıması olarak da gözükür. Örneğin ölümün gerçekleştiği oda süpürülmez; banyoda yalnız kalmaktan korkma bahanesiyle banyo yapmayanlara bile rastlanmıştır.

İstismara açık olurlar. Üfürükçülerin, muskacıların tuzağına düşerler.

Tedavisi mümkündür. Hastaya, sanrılı hikayelerine prim verilmeden, gündelik yaşamın dostça ve sürekli hatırlatılması gerekir.

Nekrofili: Türkçesi ölüseviciliği... Nekrofobinin ayna tersi diyebiliriz. Çok sevdikleri veya sevdiklerini sandıkları baskın karakterli bir büyüklerini kaybettiklerinde görülen yine sanrılı bir ruh halidir. Kişilik gelişmesi sorunudur. Karşılaştığı her türlü sorunda kaybettiği büyüğünün eksikliğini hisseder. Sürekli ona benzer kişiler arar. Örneğin kaybettiği babasına benzer kişilerle evlenenler olmuştur. Ya da ona benzediğini düşündüğü kişilerin peşine takılıp dolandırılan hastalar görülmüştür. Solun önemli bir kesiminin hastalıklarındandır.
Tedavisinin dikkatli, bilimsel olmadığı durumlarda Nekrofili hastalığı Nekrofobi'ye dönüşebilir.

Emek eksenli siyaset bu tip hastalıkların yegane terapisidir.

Nadi ÖZTÜFEKÇİ
17.Mayıs.2013

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen hakaret içeren yorumlar yazmayın.