Bir yorumda yazmıştım. Kendimi kaptırmışım, biraz uzunca kaçmış.
Ben de buraya aktarayım dedim.
Zaten ne zamandır bu konuda bir iki kelam edeyim diyordum.
Solcularda kendimce gördüğüm bir iki hastalıkla ilgili. Elbette biraz
ironik...
Yani bazı tıbbi tanımlar tarafımdan konunun özüne
uyarlandılar. Bazıları da aynen geçerli.
Ama işin özü ile ilgili
düşüncelerim tam da bu...
Kimse tek başına üzerine
alınmasın. Ama kimse de "ben değil, onlardan söz ediyor" demesin.
Hepimizden söz ediyorum. Tabii kendimce...
Alzheimer hastalığı: Temel olarak bir bellek bozukluğu
ile başlar ve ilerlediği zaman tüm zihinsel işlevleri ve dolayısıyla tüm
bağımsız varoluşu etkiler. İlginç özelliklerinden biri uzak geçmişi
hatırlayıp, yakın geçmişin hatırlanmamasıdır. Tipik bir yaşlılık
hastalığıdır aslında... Günümüz ve yakın geçmişi ısrarla hatırlamak
istemezler. Uzak geçmişi yaşarlar. Güncelle ilgili sorunlu konulardan
ısrarla kaçınırlar. Örneğin yakın zaman da kaybettiği genç oğlunun
ölümüne duyarsız göründükleri halde çocuk yaşlarda kaybettiği dedeleri
için ağlarlar.
Solun moda hastalıklarından biridir. Bireyler açısından umutsuz olsa bile topluluklar açısından umudumu korumak istiyorum.
Bir başka sol hastalığı da "Nekrofobi"dir. Türkçesi
ceset (ölü) korkusudur. Sanrılı bir ruh halinin ürettiği hayali korkular
şeklinde baş gösterir. Sevilmeyen, korku duyulan bir büyüğün ölümünden
sonra da korkusunun yaşatılmasıdır. Hasta, korkusunun maddi temellerinin
ortadan kalkmasına rağmen bir türlü gündelik hayata dönemez. Bazen
yapılması gerekenleri erteleme eğiliminin bir yansıması olarak da
gözükür. Örneğin ölümün gerçekleştiği oda süpürülmez; banyoda yalnız
kalmaktan korkma bahanesiyle banyo yapmayanlara bile rastlanmıştır.
İstismara açık olurlar. Üfürükçülerin, muskacıların tuzağına düşerler.
Tedavisi mümkündür. Hastaya, sanrılı hikayelerine prim verilmeden, gündelik yaşamın dostça ve sürekli hatırlatılması gerekir.
Nekrofili: Türkçesi ölüseviciliği... Nekrofobinin ayna
tersi diyebiliriz. Çok sevdikleri veya sevdiklerini sandıkları baskın
karakterli bir büyüklerini kaybettiklerinde görülen yine sanrılı bir ruh
halidir. Kişilik gelişmesi sorunudur. Karşılaştığı her türlü sorunda
kaybettiği büyüğünün eksikliğini hisseder. Sürekli ona benzer kişiler
arar. Örneğin kaybettiği babasına benzer kişilerle evlenenler olmuştur.
Ya da ona benzediğini düşündüğü kişilerin peşine takılıp dolandırılan
hastalar görülmüştür. Solun önemli bir kesiminin hastalıklarındandır.
Tedavisinin dikkatli, bilimsel olmadığı durumlarda Nekrofili hastalığı Nekrofobi'ye dönüşebilir.
Emek eksenli siyaset bu tip hastalıkların yegane terapisidir.
Nadi ÖZTÜFEKÇİ
17.Mayıs.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen hakaret içeren yorumlar yazmayın.