Yenikapı Mitingi, Taksim ve Cumhuriyet mitinglerinin beklenenden daha kalabalık ve coşkulu geçmesinden duyulan telaş sonucu düzenlendi.
Erdoğan, Gezi Direnişi esnasında, "evinde zor tuttuğu"nu söylediği %50'den başkalarının da var olduğunu ve onların da sokağa çıkabileceğini gördü.
Üstelik "reislerini" falan değil, gerçekten demokrasiyi ve laikliği korumak ve sahiplendiğini göstermek için sokağa çıkan, kararlı ve bilinçli bir kitleydi.
Bunca zamandır Erdoğan'ın elini tutan, kendisini hukuka uymaya zorlayan, yüz yılı aşkın bir aydınlanma birikim ve kazanımlarının hiçe sayılmasına izin vermeyen bu kitle, kararlılığını yine göstermiş oldu.
Erdoğan’ın bunca zamandır televizyonlardan azarlayarak, tehdit ederek, ötekileştirerek yıldıramadığı bu kitlenin, gücünün en zirvesinde olduğunu düşündüğü anda bile sinmediğini gördük.
Günlerdir evlere servis nakliye, tavuklu pilav, canlı yayın ve bol övgü eşliğinde;
meydanlarda "demokrasi tekbiri" getirip, şeriat nöbeti tutan;
sakallı cübbeli, IŞİD'li olmaya çeyrek kalmış kalabalıklar da yıldıramayınca bu kitleyi;
farklı bir görünüme bürünmeye karar verdi.
Eğer Erdoğan 15 Temmuz Darbe Girişimini savuşturur savuşturmaz gündeme getirdiği Topçu Kışlası noktasından farklı, daha kapsayıcı bir dil kullanırsa, bilin ki Taksim ve Gündoğdu mitingindeki kalabalıkların yüzünden olacaktır.
Evet, büyük bir ihtimalle Erdoğan Yenikapı'da karşımıza farklı bir kılıkla çıkacaktır.
Ancak o kılığa iyi bakın. Eski-asıl kılığı yakasından paçasından mutlaka görülecektir.
Bunca zamandır Erdoğan’ın bin bir kıyafetle karşımıza çıktığını unutmadık.
Bu kılığı da geçici olacaktır.
Yenikapı Mitingine olduğundan farklı misyonlar yüklenmeye çalışılıyor.
Oysa bu miting Erdoğan'ın yeni bir ayak oyunu, demokrasi güçlerine attığı bir çalımdır.
CHP bütün demokrasi güçleri adına bu çalımı göz göre göre yiyor.
CHP’nin buradaki pozisyonu demokrasi güçlerinin çaresizliğini yansıtıyor. Eğer bu mitinge katılmazsa Erdoğan'ın sert, sorumsuz ve ayrıştırıcı siyasi rekabetine maruz kalacağını biliyor.
Yıllardan beri muhalefetin muhalefetine trajikomik bir şekilde maruz kalmanın şaşkınlığından kendi değerlerine sahip çıkamaz durumda.
Demokrasi güçlerinin öteden beri, hatır adına terk ettiği bu değerler sofistike telkin teknikleriyle kendisi için temel olmasına karşın CHP tarafından da terk edildi ya da önemsizleştirildi.
İşte bu değerlere şimdi -aslında bir tüketim malzemesi gözüyle bakan- Erdoğan ustaca sahip çıkıyor CHP’yi bu, bir zamanlar sahip çıkarak ayakta kaldığı değerlerle istediği hizaya sokuyor.
Böylece Erdoğan, sadece CHP’ye değil demokratik ve laik güçlere de, hatta çok ta umurunda olmasa bile sosyalistlere de çalım atmış oluyor.
Yenikapı mitingi Erdoğan'ın atacağı son çalım değil. Bu açıdan bakılırsa iş işten geçmiş değil.
Demokrasi güçleri ve sosyalist güçler bundan sonrası için CHP’yi adam etmeye uğraşmaktan ya da “domuzdan kıl koparsan kardır” mantığıyla yaklaşmaktan vazgeçerek, birlikte ilkeli bir ittifak oluşturmaya çabalamalıdırlar.
Sosyalist bir devrim arifesinde değiliz. Aksine toplumsal bir yok oluşun hemen öncesini yaşıyoruz.
CHP’yi hatalarından dolayı falakaya çekme lüksümüz yok. (Kaldı ki biz Fethullah hoca değiliz.)
Sadece doğruları arayıp bulmak ve ısrarla dile getirip, yılmadan uygulamaya çalışmak gibi imkanlarımız ve bunun yanında da siyasi trendleri değil somut gerçekleri dikkate alarak, hayata geçirilebilir olanı önermek gibi bir görevimiz var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen hakaret içeren yorumlar yazmayın.