14 Kasım 2017 Salı

Rakka'da ortaya çıkan lanetli işbirliği...

Daha önce sıfır enformasyonla, sadece basına yansıyan verilerle IŞİD'in ABD'nin taşeron kadastro şirketi olduğunu defalarca yazıp paylaşmıştım.

Bu yazılarda, işgal ettiği toprakları insansızlaştırdığını, yurt olmaktan çıkarıp, emlak haline getirdikten sonra ABD emperyalizminin emrine sunarak çekildiğini yazmıştım.
ABD emperyalizminin de bu toprakları kendi gözetim destek ve denetimindeki yapılanmalara koridor devlet oluşturmaları için kullandığını da belirtmiştim.
Bölgeye uyguladığı bu formatı gizleyebilmek için de, sadece ölümlerin gerçek olduğu kurtuluş savaşları tezgahladığını bu yazılarda açık açık yazmıştım.

Şimdi, aşağıya linkini(*) verdiğim haberi okuyunca bu, sıfır enformasyonla, sadece medyaya yansıyan verilere dayanarak yaptığım saptamaların, Dünyanın sayılı yayın kuruluşlarından BBC'nin edindiği enformasyonla kanıtlandığını görüyorum.
BBC'nin haberine göre IŞİD ABD ve PYD ile anlaşarak güvenlik içinde Rakka'yı terk etmiş.
Yani ne ABD ne de PYD,  -daha önce yaptığı gibi-  Dünya kamu oyunu ikna etmek için kanlı bir senaryoyu sahnelemeye bu defa gerek duymamış.
Gereksiz can kaybı olmaması açısından bu duruma, "iyi ki öyle yapmışlar" diyorum.
Çünkü ben savaşlara karşı bir insanım.
Şu an, "keşke diğer kentlerde de aynı şeyleri yapsalardı, dünya kamu oyunu ikna etme adına o kadar insan ölmeseydi" diye düşünmekten kendimi alamıyorum.

Ama..!?
Diğer yandan, şu an ABD ve PYD'nin birlikte denetlediği topraklarda bir zamanlar yaşayan insanların büyük çoğunluğunun, bugün ülkemiz ve diğer ülkelerde mülteci olarak yaşamak zorunda olduğunu da hatırlamalıyız.
IŞİD'in yakın zamanlar terör estirdiği, katliamlar yaptığı topraklar, bu insanların bir zamanlar vatanıydı.
Şimdi o insanlar çeşitli kentlerde çöpleri karıştırıyor, Avrupa ülkelerine gidebilmek için canlarını tehlikeye atıyor.
Kanlı veya kansız ortada büyük bir haksızlık var.
BBC'nin haberiyle iyice ortaya çıkan bu lanetli işbirliği nedeniyle Suriye haritası Küresel Kapitalizmin çıkarları doğrultusunda değişti.
Böylesi bir haksızlık üzerine yapılanan, yeni siyasal oluşumlar ve yönetimlerin ortaya çıkışını bir özgürlük hikayesi olarak anlatılmasına şiddetle karşıyım.
Oralarda bir kurtuluş savaşı ve özgürlük mücadelesi yok.
Açık ve net olarak emperyalist müdahale var.
Orada kurulmaya çalışan Kışla Devletinin bambaşka operasyonların taşeronları olma ihtimali çok yüksek.
Bu operasyonların hedefinde Türkiye'nin olması  ihtimali de...

Evet bir zamanlar Suriye'ye yönelik operasyonlarda gönüllü ve aktif rol olan Erdoğan-AKP iktidarındaki Türkiye, kendisine yönelik operasyonlarla karşı karşıya.
Suriye'ye yönelik operasyon ekibinde ABD tetikçiliğinde Küresel Kapitalizm, Küresel Kürt Hareketi, Taşeron örgüt IŞİD ve Erdoğan-AKP iktidarı vardı.
Bu gün AKP'ye yakın basında bu haberlerin piyasa edilmesi aslında bir suç üstü kompleksine dayanıyor.
Erdoğan'ın yeni kıyafet tarzına gardırop hazırlamaktan başka bir şey değil.
Zira onlar da biliyor ki bugüne kadar Erdoğan-AKP iktidarı aynı ekibin içinde oldu. Üstüne üstlük bu ekibi canhıraş bir şekilde desteklemişlerdi. Aslına bakarsanız o ekibin ekipmanlarıydılar.
Yani bu ekip bozulmadı, Türkiye'ye yönelmek için ortam gözlüyor.
Yöntem tercihini 2019 seçimlerine göre yapacak.

Türkiye Solunun bir kısmı da Ekim Devrimine ve onun birebir yansıması olan Anadolu devrimine çamur atmakla meşgul.
Bir kısmı var ki biraz önce sözünü ettiğim ekibe katılmaya can atacak sanki...
Elbette bu son öngörülerim hiç bir enformasyona dayanmıyor.
Sadece medyaya yansıyan verileri kendimce yorumluyorum.
Üstelik Türkiye de Suriye değil.
Ve ben haklı çıkmayı hiç istemiyorum.

Nadi Öztüfekçi
14 Kasım 2011


(*)BBC'nin haberi: http://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-41978069



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen hakaret içeren yorumlar yazmayın.