11 Ekim 2019 Cuma

SİZCE TRUMP'IN ÇELİŞKİLİ TUTUMU DELİLİĞİNDEN Mİ KAYNAKLANIYOR?

ABD Başkanı Donald Trump, Suriye konusunda üç seçenekleri olduğunu belirterek, Twitter üzerinden;
1 ) Ya oraya asker göndereceğiz ve askeri olarak kazanacağız
2 ) Ya Türkiye’yi finansal olarak ve yaptırımlarla sert bir şekilde vuracağız
3 ) Ya da Türkiye ve Kürtler arasında bir anlaşma için ara buluculuk yapacağız!
açıklamasında bulunmuş. (*)

Bana kalırsa hesaplar baştan beri 3. seçenek üzerine...
Diğer iki seçenek üçüncü maddeye zorlamak için ara aşama olarak düşünülmüş.
Türkiye böyle bir macera içine çekilerek, Suriye'nin kuzeyinde  kurulmuş, ABD'nin  51. Eyaleti konumundaki Kışla Devletinin varlığına rıza göstermeye zorlanacak.
ABD'nin  -ya da Trump'ın- bu harekata karşı çelişkili tutumu, bir taraftan çekilirken, diğer yandan tehditler savurmasının başka açıklaması olamaz.
Çok belliydi ki amaç, Türkiye'yi Suriye'e girmeye zorlamaktı.
Gerçi buna pek zorlamak denir mi bilemem. Özellikle Erdoğan iktidarı açısından...

Peki Erdoğan İktidarının Trump'ın bu üç seçenekli planına karşı tutumu nasıl olacak?
Kısaca akıl yürütelim.
Eğer sorun gerçekten, güney sınırımızdaki  ABD güdümündeki terör ordusunun yarattığı potansiyel tehlikeyi bertaraf etmekse;
normal koşullarda Türkiye, o toprakların meşru sahibi olan Suriye ile işbirliği yapabilirdi.
Böylece Suriye topraklarında işgalci durumuna düşmezdik.
Ama Erdoğan İktidarı bunu tercih etmedi. Neden..?
Devam edelim.
Bu tweete cevap verildiğini de görmedim.
Suriye'de 2011'den buyana olup bitenleri incelediğimizde; Kılıçdaroğlu'nun sorduğu, Erdoğan'ın yanıtlamadığı, -yanıtlayacağını da sanmadığım- soruları da dikkate alırsak..?
Görülüyor ki ortada yanıtlanmayan ya da yanıtlanmak istenmeyen sorular var.
Bunun nedeni kendinden emin olamama halidir.
Bana kalırsa Erdoğan İktidarı ile YPG arasında ABD gözetim ve desteğinde böyle bir anlaşma olması büyük olasılık.

Türkiye'de uzun zamandır pompalanan milliyetçi gaz alındıktan ve anlaşma için gerekli miktarda karşılıklı ölümlerden sonra YPG ile anlaşma yapmak, (siz onu ABD ile Suriye'nin bölünmesi konusunda anlaşmak olarak anlayın) herkese mantıklı gelecektir.
Evet herkese... Solcu veya sağcı olması, meseleye Türkçü veya Kürtçü bakış açısıyla yaklaşması fark etmeksizin herkese mantıklı gelecektir.
Hiç kimse Ortadoğu'da tıkanmak üzere olan BOP'un önünün açılmış olacağını aklına bile getirmeyecektir.
Suriye'den sonra İran ve arkasından Türkiye...
Zaten Etnik Aidiyet Takıntısı ile muzdarip Türkçü ve Kürtçü muhalif kesim dahil olmak üzere, hep birlikte Küresel Hegemonyanın ürettiği Küresel Rızaya boyun eğeceğiz.
Hatta kimileri "barış şenlikleri" bile düzenleyebilirler.
Post-Truth çağı böyledir işte. Karanlığın aydınlık gibi göründüğü, karanlığın sahiplerinin kolayca rıza üretebileceği bir ortamdır.
Küresel Hegemonyanın, "rıza üretme" gücü ve kararlılığını da asla hafife almayın.
Sırf inandırıcı olsun diye sahne efektlerini gerçek insan ölümlerini kullanarak düzenleyebilir.
Ya da ;
Küresel Kapitalizmin çıkarları doğrultusunda bölgenin formatlanması, yaşadıklarımıza göre çok daha şiddetli ve kaosların belirtileri, kitlelere müjde gibi gösterebilir.

Nadi Öztüfekçi
10 Ekim 2019

(*)
https://tele1.com.tr/abd-disisleri-bakanligindan-flas-aciklama-erdogan-harekat-oncesinde-trumptan-askeri-yardim-istedi-91248/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen hakaret içeren yorumlar yazmayın.