Mısır'da darbe oldu. Bu darbenin demokrasi mücadelesine
karşı mı yoksa Mursi'ye karşı mı olduğunu zaman gösterecek. Arap coğrafyasında
tabandan gelen, denetlenemeyen kalkışmalar değişik gerekçelerle yapılan
müdahalelerle her defasında demokrasi rotasından saptırılıyor.
Şu andaki durumu değerlendirirken;
Mısır'da yaklaşık bir buçuk yıl önceki kalkışmaların bir
süre Müslüman Kardeşler tarafından soğuk
karşılanmasını,
Mübarek'in yıkılması,
Ordunun yönetime el koyması,
Küresel Sermayenin, Mübarek'e alternatif olarak yedeğinde
tuttuğu Müslüman Kardeşlere adeta hediye edilmesini...
Unutmamak gerekir.
Yani Müslüman Kardeşler de iktidarını aslında orduya
borçludur.
Yakın zamana kadar Mursi iktidarına karşı yapılan demokrasi
mücadelesini bastırmada ordu fiili rol almıştır.
O yüzden bu darbenin aslında, gerçek demokrasi kavgasını
bastırmak ve demokrasi güçlerini yıldırmak amaçlı olduğu konusunda güçlü bir kanaatim
var. "Güçlü kanaat" kelimelerini, önümüzdeki günlerin nasıl
seyredeceğini henüz bilemediğimden, dolayısıyla bir olgu olarak henüz
tanımlayamadığımdan dolayı söylüyorum. Bu kalkışmanın içinden çıkacak
özgürlükçü, demokrat yapılanmaların o coğrafya üzerine yapılan planları
bozabileceği kaygısı "denetimli güç" ordunun duruma el koymasını
getirmiştir.
Sonuçta ne olursa olsun devrimle darbenin bir birine tümüyle
zıt olduğunu, hiç bir darbenin devrimci olamayacağını unutmamak gerekir.
Hemen bütün darbeler devrimci ve demokratik dönüşümleri
engellemek amaçlıdır. Kime karşı yapıldığı önemli değil.
Dolayısı ile Mursi'nin henüz bu darbe ile devrildiğini
söylemek güç. Yakın zaman da mağduriyetten dolayı daha popüler, daha haklı(!)
ve daha güçlü bir geri dönüşü izleyebiliriz. Biraz daha yontulmuş, kapitalizme
biraz daha uyarlanmış bir Müslüman Kardeşler (belki de yeni bir adla, yeni bir “Mursi”
ile) arzı endam edebilir. Yani bir Saadet Partisi- AKP dönüşümünün uyarlamasını
Mısır’da da izleyebiliriz.
Yine unutulmaması gereken bir şey de artık kitleleri
denetlemenin o kadar kolay olmadığıdır. Aynı sularda iki defa yüzülmüyor. Ve
dünya bir satranç tahtası değil. Kehanette bulunmak zor.
O yüzden, meseleleri egemen yönlendirmelerin, zihin
mühendislerinin etkisinden bağımsız olarak takip etmek gerekir.
Nadi Öztüfekçi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen hakaret içeren yorumlar yazmayın.