28 Aralık 2011 Çarşamba

SORU(N)LAR HER ZAMAN ÇALIŞTIĞIMIZ KONULARDAN ÇIKMAZ.



Yıllar önce cezaevinde, kaldığım koğuşta bir genç dışarıdan lise bitirme sınavlarına hazırlanıyordu. Ben de matematik konusunda yardımcı olmaya çalışıyordum. Arkadaşımız iki bilinmeyenli denklemleri iyi biliyor ve sürekli o konuyu çalışmamızı istiyordu. Kendisine matematiğin iki bilinmeyenli denklemlerden ibaret olmadığını, sınavdan geçebilmek için diğer konuları da çalışmamız gerektiğini anlatmaya çalışsam da kar etmedi. İstediği gibi yaptık o konuyu çalıştık. Sonuç tahmin edebileceğiniz gibi hüsran oldu. Soruların önemli kısmı çalışmadığı konulardan gelmişti.
Yaşam da böyle bir şeydir işte. Soru(n)ların hepsi çalıştığımız konulardan çıkmaz. Tıpkı sorunların hepsi Kemalizm'den kaynaklanmadığı gibi... Büyük zihin mühendisliği operasyonu, ülkenin temel sorunlarının kaynaklandığı diğer odakları ustalıkla gizlemeyi başardı. Tek konuya odaklanmamız sağlandı. Tıpkı cezaevindeki o genç gibi... Her sorunun altında Kemalizm'i aradık. Başka konulara çalışmadık. Bulamadığımız zamanda o sorunu görmezden geldik.
Böylelikle örneğin en önemli odak olan Kapitalizmi atladık. Kapitalizmin kendisinin ne kadar yıkıcı ve yok edici olduğu göz ardı edildi. Yıllardan beri ülkede hakim olan kesimin NATO'cu ve Amerikancı yani atlandı. Küresel sermayenin kendine uygun bir dünya ekonomisi yaratma planın bir parçası olarak 24 Ocak kararları yok varsayıldı. 12 Eylül darbesi ile göbek bağı gizlendi. Radikal İslam’ın giderek ılımlı (kapitalizmle uyumlu) İslam’a dönüşmesinin altında yatan etmen algılanamadı.
Kemalizm'in aslında argümanlardan sadece biri olduğunu, gerektiği zaman, gerektiği kadar kullanıldığı görülemedi. Örneğin Kemalizm’in en üst düzeyde kullanıldığı 28 Şubat'tan Kemalizm’le mücadele(!) edecek bir AKP çıkarma operasyonu böylece gizlenebildi.
Gerçek yaşamda bütün soru(n)lar ne yazık ki çalıştığımız konulardan çıkmaz. Artık çok yönlü düşünmek zamanı sizce gelmedi mi?
Şimdi zihnimize copy-paste yöntemiyle yerleştirilen tablet çözümlemelerden kurtulmak gerekmez mi?

Nadi Oztufekçi
 28 Aralık 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen hakaret içeren yorumlar yazmayın.