Seçmek değil seçtirmemekti mesele.
Biraz düşünüldüğünde; bu kime oy verdiğinden daha çok kime
oy verilmemesi için çaba sarf etmek gerektiğini bilmekti.
'Vazgeçilmez ve Kaçınılmaz'ı inşa etmeden kendi adayını
desteklemek mümkündü.
Çok ustaca hazırlanmış bir planın parçası olmadan, tam da
bizlerden istendiği gibi davranmadan, her şeye bize sunulduğu haliyle teşne
olmadan, sosyalist şüpheciliği elden bırakmadan meselelere yaklaşmayı denemek
mümkündü.
Şimdi kabahatli bulma zamanı.
Hadi birlikte arayalım.
Selahattin Demirtaş'tan başlayalım isterseniz. Aday
olmasaydı örneğin ya da HDP daha güçsüz bir aday çıkarsaydı..!?
Böyle bir şey istemek bile saçmalık.
Diyelim ki öyle oldu.
Böyle bir şey istemek bile saçmalık.
Diyelim ki öyle oldu.
Ne olacaktı peki? İşte aldığı oy; %9,8..
Sonuçta Erdoğan'ın aldığı oy %51,8...
Peki gelelim CHP'ye...
Çıkardığı adaydan başlayalım.
Nasıl bir aday çıkarmasını beklerdiniz?
Ulusalcı bir aday olsaydı mesela... Daha fazla mı oy
alacaktı?
CHP; sağından solundan çekiştirile, çekiştirile aldığı şekle
uygun bir aday çıkardı.
Ya da bir başka
seçenek üzerinden gidelim.
Demirtaş: "CHP, Rıza Türmen'i aday gösterseydi
desteklerdik" demişti.
O durumda CHP bugüne dek sürekli olarak ve seçim
boyunca da sürekli sergilenen suçlarından arınmış mı olacaktı? Yani o
"ceberut", "Kemalist","Türkçü" vs. özellikleri
kalkacak, gösterdiği aday, aniden CHP'yi "desteklenebilir kıvama mı”
getirecekti? Diyelim ki o kıvama geldi. Daha iyi bir sonuç alınacak mıydı
sizce? Çıkaralım MHP'nin verdiği oyları. Hesap ortada.
Sonuçta Erdoğan'ın aldığı oy %51,8...
Ha! Az kaldı unutuyorduk. Boykotçular.!!
Evet! Asıl kabahatli onlar. Herhalde %0,001 oranında
etkilemişlerdir sonuçları..
Onu da hesaba katarsak.. Yok, yine tutmadı. Hay Allah..!
Sonuçta Erdoğan'ın aldığı oy %51,8...
İsterseniz kabahati biraz da bizde arayalım. Hepimizde..
Yani hepimizde derken kendisine sosyalist diyenleri kast
ediyorum.
Önce mücadeleyi tam da burjuvazinin bizi çekmek istediği
pistte kabul etmemizden başlayalım isterseniz. Sakın 'Boykot'tan söz ettiğimi
düşünmeyin. Etkili ve güçlü sebepleri olmadıkça 'Boykot'un anlamlı bir tavır olduğunu
düşünmüyorum.
Söylemek istediğim başka bir şey.
Seçimler burjuvazi (Erk, Oligarşi, Sermaye ne derseniz
deyin) arasındaki çatlakları derinleştirmek için kullanılabilir.
Ya da bazı söylemleri ortamın politize olduğu zamanlarda
söyleyebilme fırsatı olarak da değerlendirilebilir.
Seçimler daha güçlü ve etkili muhalefet yapabilmek üzere
meclise girebilmek için de değerlendirilebilir.
Ama gerçek muhalefet sınıf temelli örgütlenmeden geçer.
Kimseye teşne olmak zorunda kalmadan sınıfsal çözümler gösterebilen
yapılanmanın öncülüğünde, sistemin ta kendisine, kapitalizme karşı, kitlesel
eylem ve direnişlerden geçer. Başarısızlığı defalarca kanıtlanmış muhalefet
yöntemleri ve o yöntemlerin gedikli yapılanmalarından rol çalmaya çalışmanın
hiç bir yararının olmadığını anlamak ve kabul etmekten geçer.
Sürekli tekrarlanan "ezilenlerden yana" arada bir
de kullanılan "emekten yana" kavramlarının altını doldurmaktan geçer.
Ayrıca seçimleri bu uzun ve zorlu mücadele yolunun kısa bir aşaması olduğunu unutmayalım.
Bu mantıkta yaklaşılmadığında, asıl hedefi şaşırmadan
yarışılabileceği gözden kaçıyor. Doğru bir muhalefet tarzı oturtulduğunda % 2+
gibi farkın, hiç de aşılamaz olmadığını görebilirdik.
Keşke seçimler boyunca Selahattin Demirtaş'ın söylemlerinin
ana çizgisi onu destekleyenlerin birçoğu tarafından benimsenseydi.
Bu anlamda Selahattin Demirtaş'ı kutlamak gerekir.
Ama kronik teşne, Holigan Amigolar için aynı şeyleri
söylemem imkansız.
Boykotçuları hedef tahtasına koymadan önce; boykotçulardan
çok daha fazla insanı, adeta Kuvai Milliyeci kesilerek sandığa küstürme amaçlı
paylaşımlar sayfalarda duruyor.
Selahattin Demirtaş'ın düzgün tavrı HDP'ye +%1-2 getirdiği
anlaşılıyor. Ancak Erdoğan’dan yana işletilen %5-7'de de Holigan Amigoların
payı büyük.
Evet ortada bir başarı var.
Ama kutlanacak bir zafer yok.
Şimdi bu Pirus Zaferini kutlamadan önce Faşist bir Anayasayı
meclisten geçirmeyi kafasına koymuş bir CumhurPadişahı nasıl engelleriz onu
düşünelim.
Elbette sadece bu yazıda yazılanlarla seçim sonuçlarının değerlendirilmesi mümkün değil.
Bunlar bazı detayların, detayları...
Konuşulacak çok şey var.
Bunlar bazı detayların, detayları...
Konuşulacak çok şey var.
Nadi öztüfekçi
10 Ağustos 2014
10 Ağustos 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen hakaret içeren yorumlar yazmayın.