Sen güya devleti korumak adına gözüne kestirdiğin, sana göre, "vatan millet düşmanı" bir ilericiyi, bir demokratı tutukluyorsun.
Hani devlet tarafındasın ya..!? O tutukladığın da vatan haini...
Her şeyi yapabilme hakkın var.
Onu günlerce göz altında tutabilir, bu arada istersen işkence yapar, hatta söyletmek istediğin şeyleri söylemez, elinin ayarı kaçar da ölürse bulduğun bir mezara gömüverirsin.
Sana kimse hesap sormaz. Öyle ya..? Sen devletten yanasın.
Sana göre basit bir iş kazasıdır.
Zaten o 'kaza kurbanı" da vatan millet düşmanıdır.
Bazen bu 'kaza' bile isteye olur. O iflah olmaz vatan millet düşmanlarını ortadan kaldırmak en iyisidir.
Attın mı beyaz bir Toros'a ıssız bir köşede bitirirsin işini.
Temiz iş...
Zaten sen devletin yanındasın...
Bir de hesap mı sorulacak?
"Sayıla mı verdiler sizi bana" der geçersin.
İşte orada dur!
Belki devlet saymaz, hatta toplum bile saymaz, sayamaz.
Çünkü buna benzer o kadar çok cinayet işlemişsinizdir ki devletin kuytularına sığınarak...
Saymak bile zorlaşır.
Bir fazla bir eksik fark etmez toplum için.
Saymazlar ölenleri...
Ama ANALAR SAYAR..!
Analar için saymak hiç zor değildir.
Çünkü ANALAR İÇİN HER EVLADI BİR TANEDİR!
İsterse 10 tane evladı olsun, o senin zindanlarda unuttuğun öldürdüğün, yok ettiğin evladı her anne için bir tanedir.
Sen sayısını unutursun. O yüreğine kazır, her geçen gün daha da derinden hatırlar.
ANALAR UNUTMAZ
Sen unutulsun istersin. Çünkü unutulması işine gelir.
Bir zamanlar o anaların feryatlarıyla yelkenlerini şişirdiğinin hatırlanmasını da istemezsin.
İktidara gelirken her değeri, her umudu kullandığın gibi bu acıyı da kullandığının unutulmasını istersin.
Verdiğin sözlerin hatırlanması, anaların umutlarını nasıl dolandırdığının açığa çıkması işine gelmez.
Ama asıl korkun o cinayetleri işleyenlerin arkasında ki gücün seni iktidar yapanla aynı güç olduğunun açığa çıkmasıdır.
O acıların taşeronu Derin Devlet denilen Amerikancı Gladyonun, senin sıfatında iktidar olduğunun anlaşılmasından ödün kopar.
İktidarın yalanlar üzerine kurulu olunca toplumun unutkanlığı işine gelir.
Her şey unutulsun istersin.
Boşuna umutlanma ANALAR UNUTTURMAZ!
Benim de unutmayacağım ve unutturmayacağım şeyler var.
Bir zamanlar, 2010 Anayasa Referandumu tartışılırken Yetmez ama Evet cephesinin en büyük argümanı Cumartesi Anneleri idi.
Her ne hikmetse bize sunulan o anayasa değişikliğine "Evet" dersek Cumartesi Annelerinin feryadı dinecekmiş gibi propaganda yapıyorlardı.
Hatırlıyorum da o dönemlerde 'Hayır' diyeceğimi açıkladığım için Berfo Ana'nın acısını umursamadığım suçlamasıyla karşılaşmıştım.
Bugün Cumartesi anaları 700. haftasına coplanarak giriyorsa, bunun nedenlerinden en önemlisi, bu Tek Adam Rejiminin yolunu açan 2010 Anayasa referandumunda Evet'in Kazanmasıdır.
Çünkü o dönemdeki Evet Cephesinin arkasında o cinayetleri işleyen Derin Devlet, yani Amerikancı Gladyo vardı.
Şimdi o Derin Devlet İktidarda.
Bugün Cumartesi Annelerinin acılarını pazarlayan bir dolu pişkin ve yüzsüzün de o Gladyonun iktidar olmasında payı var.
Anaların umutlarını dolandıranlara ayakçılık yaptılar.
O ayakçılara da birkaç sözüm var;
Sakın unutuldu sanmayın. Örneğin ben unutmadım ve unutturmayacağım.
Aslında analar da unutmadı. Onlar da umutlarını ve acılarını dolandıranlara nasıl ayakçılık yaptığınızı biliyor ve hatırlıyorlar.
Bakmayın sizin yüzünüze vurmadıklarına... Anaların yüreği naiftir.
Sizden bekliyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen hakaret içeren yorumlar yazmayın.