Bu Cumhurbaşkanı Seçimlerinde benim için önemli olan; kimin
cumhurbaşkanı seçilmesi gerektiği değil kimin cumhurbaşkanı seçilmemesi
gerektiğidir.
Ben bu seçimlerde birini Cumhurbaşkanı seçmek için değil
"birinin" cumhurbaşkanı seçilmemesi için çaba sarf edeceğim.
Büyük bir ihtimalle başarmayacağım.
Ama o ihtimali sonuna kadar zorlayacağım.
Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesinin ne anlama geldiğinin yeteri
kadar farkında olmadığımızı sanıyorum. Zaten tartışılmıyor bile. Erdoğan'ı
bugüne kadar iktidarda tutan kolayca yönlendirilen, belleksiz, trendçi algılama
yapısının -giderek daha da fazla- egemen olduğunu düşünüyorum.
Yetmez ama Evet süreci ile aşama kat eden, ama uzun yıllar
önce tohumları atılan günü birlik, değişken paradigmaların ekseninde
oluşturulan bu programlanabilir algılam sisteminin gücü ile baş etmek çok zor.
Anadolu'da Müslümanlığın yayılması, "Hacivat ve Karagöz
Neden Öldürüldü?" filminde çok güzel anlatılmıştı. Baskı, katliam ve zorla
yaygınlaştırılmaya çalışılmasına, hatta tarihçilerin dediği gibi, "dereler
dolusu kan akıtılmasına" karşın kadim Anadolu inançları varlığını
sürdürmeye devam ediyordu. Ama sonra; o sıralarda Anadolu'ya hakim olmaya
başlayan Türk beyliklerinin, aralarındaki rekabette İslamiyet’i bir prestij
aracı olarak kullanmayı keşfetmesi, İslamiyet’in Türk boyları arasında
yaygınlaşmasını hızlandırdı.
Birbirleriyle yarış halinde hızla Müslüman oldular.
Kendileri için baskı ve zulüm aracı olan islamiyet, bir prestij ve güç kazanma
aracına dönüştü. Sopanın bir ucunda zor ve zulüm, diğer ucunda şan, şeref ve
güç bu tarihsel uzlaşmayı getirdi.
'Yetmez ama Evet'in zihinsel mantığının giderek hemen tüm
muhalif kesimde -farkında ya da farkında olmayarak- yayılma sürecinin
Anadolu'da İslamiyet’in yayılma sürecine çok benzediğine inanıyorum. Çok güçlü
ve birbiriye ilintili kaynaklardan, senkronize bir şekilde üretilen suni
paradigmalar bol tekrar ve süreklilikte piyasa edildi. Yaftalama ve paye
amaçlı, tabu ve trend kavramları sistematik olarak beyinlere kazınarak
"zor" ve "ikna" aynı anda, ustaca kullanıldı.
Elbette derelerden su yerine kan akmadı ama, her türlü etik,
sınıfsal, bilimsel kavram sulandırılarak, sosyal medya sayfalarının o kaygan
yüzeylerinden akıp gitti. Yaftalama bir silah olarak kullanılarak yıldırma ve
pasifize etme aracı olarak iş gördü. Bugün Yetmez ama Evet sürecinin en hızlı
muhaliflerinin bu sürecin biraz makyajlanmış haliyle kanka olduğunu görüyoruz.
Böylece Erdoğan'ın iktidarına, onun bu giderek kök salan
diktatörlüğüne karşı olma kavramı sulandırdı.
Erdoğan Diktatörlüğünün Küresel Sermayenin istek ve
ihtiyaçları doğrultusunda sağlamlaştırıldığını savunanlar artık eski bayat
kavramları tekrarlayan sıkıcı dinozorlar olarak görülüyor.
Ne TAFTA, ne GATS, ne de TISA kimse tarafından konuşulmuyor,
bilinmiyor bile.
Erdoğan iktidarı doğru dürüst muhalefet bile görmeden, hatta
muhalefetinin gördüğü muhalefeti bile göğüslemeden bugünlere geldi. Bu seçimlerdeki trajikomik durum bilmiyorum gözünüze çarptı mı? Ben söylemlerdeki tarzı, üslubu bir kenara koyarsak hemen tüm adayların söylemlerinin benzer olduğunu görüyorum. Yani ortada; "o zaman niye değiştirelim?" havası var.
KONDA sonuçları %57, %34, %9 şeklinde açıklandığına göre bu seçimlerle birlikte büyük ihtimal; "Vazgeçilmez ve Kaçınılmaz" olacaktır.
KONDA sonuçları %57, %34, %9 şeklinde açıklandığına göre bu seçimlerle birlikte büyük ihtimal; "Vazgeçilmez ve Kaçınılmaz" olacaktır.
Daha önce yazmıştım; “bu sonuçlar hepimizin tercihi” diye…
Ve dost sayfalarda şenliklerin şimdiden kurulduğuna bakılırsa bir sitem olmaktan öte, bir saptamaymış.
Ve dost sayfalarda şenliklerin şimdiden kurulduğuna bakılırsa bir sitem olmaktan öte, bir saptamaymış.
Nadi Öztüfekçi
8 Temmuz 2014
8 Temmuz 2014
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen hakaret içeren yorumlar yazmayın.