28 Aralık 2016 Çarşamba

MECLİS DARBE GİRİŞİMİNİ ARAŞTIRMA(MA) KOMİSYONU..?

Meclisteki FETÖ-Darbe komisyonun tam adı ne biliyor musunuz?
Fethullahçı Terör Örgütünün (FETÖ/PDY) 15 Temmuz 2016 Tarihli Darbe Girişimi İle Bu Terör Örgütünün Faaliyetlerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu
Adından da anlaşılacağı üzere sadece Darbeyi araştırmayacak, adını önceden koyduğu FETÖ adlı yapılanmayı da geçmişi ile birlikte tüm yönleriyle araştıracak.
Görülen o ki şimdiden kadükleşmiş durumda.
Bu çok beklenen bir sonuçtu.
Bunca yıldır Gülen Cemaatinin bir askeri gibi davran Reşat Petek komisyonun başkanı.!?
Bu durumda o komisyonun öncelikle ismi yanlış.
Şimdi o yukarıdaki uzun ismi tekrarlamak istemiyorum ama o komisyonun adının son kısmı, “Meclis Araştırma(ma) Komisyonu” olmalıydı.
Ama bu komisyonun ismiyle ilgili sorun bu kadar değil.
Bu komisyonun ismi Erdoğan-AKP iktidarının siyasi çekişme gereği bu yapılanmaya verdiği adı içeriyor; “FETÖ ve PDY”…
Bu tanımlama bile komisyonun araştırmayı Erdoğan-AKP iktidarının işine geldiği gibi yönlendirme amacını açıkça gösteriyor.
Ben FETÖ ve PDY tanımlamasına karşıyım.
Ben, şu gıyabında FETÖ diye adlandırılan yapıdan, “Küresel, İslamcı, Cemaatçi Yapılanma” gibi nitelikleri üzerinden bir tanımlama ile söz edilmesinden yanayım.
Bu yapılanmanın Küresel Kapitalizmle bağını, İslamcı niteliğini ya da örgütlenme yapısının İslamcı ve cemaatçi temellere dayandığını vurgulayan bir tanımı olmalı.
Aslına bakarsanız hepimizin diline yerleştirilen FETÖ ismi bu yapılanmanın çözülemediğinin bir kanıtı.
Cumhuriyet Savcılarının bu yapıyı FETÖ şeklinde adlandırmaları şu anlama geliyor; ortada bir örgüt var ve biz o örgütün adını bile bilmiyoruz.
Bir kere bu FETÖ ismi kendi taktıkları bir isim. O örgütün kendine verdiği bir isim değil.
Çünkü en şiddet yanlısı bir örgüt bile kendine "Terör Örgütü" diye bir isim vermez.
Sadece bu durum bile, bu yapılanma ile ilgili soruşturmanın ne düzeyde olduğunu gösterir.
Aynı zamanda da bu soruşturmanın ne kadar ciddiyetsiz ve ayakları havada olduğunun en açık göstergesidir.
Ne yazık ki bizler de -ben dahil- bu dayatma literatüre uymak zorunda kalıyoruz.

Bu yapılanmaya FETÖ adı vererek devlet ve iktidarla olan ilişkilerini saklamanın elverişli bir yöntemini de geliştirdiler.
Bu yapılanma ile iktidarın ilişkisi eski bir ortaklıktan çok öte bir şey.
Bu ilişkinin doğru ifadesi şöyle olmalı; iktidar bu yapılanmanın bir parçası.

Ayrıca uydurulan "PDY" adıyla bu yapılanmanın devletle ile ilişkisi de saptırılmış oluyor.
Akla “devlet içine sızmış örgüt kadroları” geliyor.
Bu ilişki bir "sızma" meselesi değil. Ortada bir paralellik de yok. Bir çakışma var.
Çok daha vahimi... Devletin bir kısmı bu yapılanma ile kaynaşmış durumda.
Yargıdan, ekonomik karar mekanizmalarına, kolluk kuvvetlerinden, TSK yapılanmasına kadar devlet bu yapılanma ile iç içe.
O yüzden PDY tanımı söz konusu yapılanmayı anlatmaya kesinlikle yetmez. Bu tanımın içindeki paralel kelimesi, olayın dehşetini yumuşatıyor.
Bu gün bizlerin kafalarında çizmeye çalıştıkları Fethullah Gülen’e odaklandırılan "FETÖ" olsa olsa bu yapılanmanın bir kolu olabilir.
Meseleye bu açıdan bakarsak, bu noktadan akıl yürütürsek, Erdoğan'ın (AKP'ye rağmen) FETÖ ile olan kavgasını anlamlı bir yere oturtabiliriz ancak.
PDY ile kast edilen yapının içinde Erdoğan’ın bizzat kendisi de var.
Erdoğan'la Fethullah Gülen'in kendi aralarındaki çelişki, bu yapılanma içerisindeki post kavgasından başka bir şey değil.
Hem de öyle en tepeyi ifade eden bir 'post'tan söz etmiyorum.
Olsa olsa bir, “daha tercih edilen” olma yarışı, harcanmama çabası bu. Her ikisinin de diğerini tamamen yok etmeyi, harcamayı amaçlama lüksü yok. Çünkü özel bir laboratuar operasyonu ile  mutasyona uğramış Siyam İkizleri gibiler.
Çünkü ancak birlikte yapabilecekleri bir dolu, -henüz yerine getirilmemiş- küresel misyonları var.
Erdoğan’ın en despotik, en monokratik görünen iktidarında bile varlığını koruyabilecek bir yapılanmayı tartışıyoruz.

T.C. bu yapılanmayı içinden söküp atabilir mi?
Bu soruyu şöyle sorsak daha iyi; “devlet bir kısmını kesip atabilir mi?”
Çok zor... En azından bu iktidarla olamayacağı çok kesin.
Sözünü ettiğim iktidar öyle hükümet değişimi ile gidecek bir iktidar değil.
Emekçi Anadolu Ulusunun iradesinin temsil edildiği bir iktidar değişiminden söz ediyorum.
Ancak Ulusal, Demokratik bir Emek Cephesinin yürüteceği zorlu bir antiemperyalist ve antikapitalist mücadeleden sonra kazanılacak bir iradeyi tanımlamaya çalışıyorum.
Ancak böylesi bir iktidar değişimi, ulusal demokratik bir dönüşüm o kesip atılan kesimi tamamlayabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen hakaret içeren yorumlar yazmayın.