18 Ekim 2018 Perşembe

ARA GÜLER'İN 90 YILLIK ADANMIŞLIĞINI YOK SAYMADAN ÖNCE...

Ara Güler'in, "Erdoğan'ın kafa tutan yanı hoşuma gidiyor" şeklinde özetlenebilecek sözleri üzerinden yapılan, 90 yıllık adanmışlığı hiçe sayan eleştirileri haksız buluyorum.
Ara Güler'in bu söylemi ülkemizdeki zihin mühendisliğinin ne kadar güçlü olduğunun göstergesidir.
90 yaşında ki bir insanın yorgun zihninin yönlendirilmesi kadar doğal bir şey yoktur.
Bu zihinsel operasyonların etkisinde yakın tarihimizin değişik zaman dilimlerinde kimler kalmadı ki?

Şöyle bir düşünelim...
  • Bundan yıllar önce, "vesayet rejimini yıkıyor" diye Erdoğan'ın Tek Adam Rejiminin algısal zemini hazırlanmadı mı?
  • Ergenekon-Balyoz davalarında kendini savcı ilan eden Erdoğan'ı ve o günkü AKP iktidarını destekleyen kimdi?
  • O zamanlar, "aman soruşturmayı yarım bırakmayın" diye imza toplanmamış mıydı?
  • Erdoğan'ın o zaman için açıktan yürütülen, bugün de gizli olarak sürdürülen ittifakın derin ortağı Gülen Cemaatinin yayın organlarında kimler bu davayı destekleyen röportajlar verdi?
  • Bu 'günümüz muhaliflerinden' bir kısmı AKP'nin siyaset akademilerinde ders vermemiş miydi?
  • Büyükanıt'ın  dahil olduğu danışıklı 27 Nisan e-muhtırasını hatırlarsınız.
    O göstermelik e-muhtıra sonrasında yapılan ilk genel seçimlerde AKP'nin oyu %12 artmıştı. Bunun teşekkürü Dolmabahçe'de yapılan, Büyükanıt, Erdoğan gizli görüşmesinde verilmişti. Bu muhtıranın aslında tam anlamıyla bir algı operasyonu olduğu belliydi.
    Ama ne yaptı bugün muhalif olduğunu söyleyen sol?
    Erdoğan'ı, "askeri vesayete kafa tuttu" diye göklere çıkarmamış mıydı?
  • Arkasından, ABD nezaretinde yapılan, PKK-Derin Devlet görüşmeleri sonucunda kotarılan "çözüm süreci" uygulamaları sırasında Erdoğan'ı "Milenyum Peygamberi" ilan edenler kimlerdi?
    Yine bugün güya muhalefet yaptığını ilan eden Türkiye Solunun -kayda değer- bir kısmı değil miydi?
Kısacası;
Erdoğan'ın bugünkü Tek Adam Rejiminin algısal zemini, Erdoğan'dan -olumlu veya olumsuz, ama dominant- bir fenomen  yaratarak, bugün 'muhalif' olduğunu söyleyen Türkiye Solunun önemli bir kısmı bizzat katkısıyla oluşmuştur.

En önemli zihin karışıklığı ABD-Erdoğan ilişkilerinde yaratıldı.
Salt Suriye'de PYD'nin ABD emperyalizmi ile yaptığı işbirliğine 'haklılık' gerekçesi yaratmak için; "ABD Erdoğan'sız bir AKP istiyor." gibi ayakları havada, gerçekle ilgisi olmayan algı yaygınlaştırıldı.
İlginçtir bu algıya kendilerini Kemalist-Sol çizgide tanımlayanlarla, solculuğu Kürt Hareketine olan biat üzerinden derecelendiren liberal ve söylem keskini solcular birlikte ve aynı anda sahip çıktılar.
Kemalist Sol çizgide olanlar bu algıdan, "ABD'ye karşı Erdoğan'a sahip çıkmak gerekir" sonucunu çıkarırken, karşısındaki diğer kesim, "ABD karşıtı söylemleri abartmamalı, diktatörlüğü yıkmak için gerektiğinde (!?) işbirliği yapılabilir" algısını yayma fırsatı çıkardı.
Bence birbirinin karşısında gibi görünen her iki kesimin bu kabullerinin arka planında sadece yanılgı değil, aynı zamanda art niyet de vardı.
Her iki tarafın da üretip yaydıkları algı Erdoğan'a ve ABD emperyalizmine yaradı.

Bu operasyona bilerek ya da  bilmeyerek kimler katılmadı ki?
Profesörler, aydınlar, eski, yeni parti liderleri, anlı şanlı medya ünlüleri, solcular, sosyalistler, gedikli komünistler, gençlik liderleri...
90 yaşındaki Ara Güler'in anlı şanlı profesörlerin bile dahil olduğu bu algı operasyonundan etkilenmesi gayet doğaldır.
Koca bir yaşam boyunca yaptıklarını bir kenara bırakıp, mental yetilerinin yıprandığı, gözlem gücünün zayıfladığı bir döneminde söylediklerinden dolayı yargılamadan önce bu algı operasyonunu teşhir edip, irdelememiz gerekir.

Ara Güler, 60 yıllık meslek yaşamını,  Denize bakıp maviyi görmeye adadı.
Gördüğünü de bize gösterdi.
Erdoğan'la ilgili gördüğü o bir anlık halüsinasyonla yargılamayalım.
Önce kendimize bakalım.
O hologram görüntüleri bizler bozmalıydık.

Nadi Öztüfekçi
18 Ekim 2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Lütfen hakaret içeren yorumlar yazmayın.