TBKP’nin kapatılma gerekçelerinden en temel olanı tüzüğündeki Kürt Sorunu ile ilgili maddelerdi.
Ondan önce TİP'in 71’de ve 1980’deki kapatılma gerekçeleri de Kürt Sorunu ile ilgiliydi.
Sonrasında SBP ve BSP de aynı gerekçeyle kapatıldı.
Bu Türkiye sol tarihinin önemli bir olgusudur.
Aynı zamanda öteden beri Türkiye soluna yapılan, "Kürt sorununa duyarsız kaldı" şeklindeki haksız suçlamasına karşı sağlam bir yanıttır.
Türkiye solu Kürt meselesine tarihindeki en önemli partilerini feda etmiştir.
Ama bu yazı bu konu üzerine yazılmıyor.
Sadece bir olguyu hatırlattım.
Evet bir çok sol parti tüzüğünde geçen Kürt kelimelerinden, Kürt sorununu ele almasından dolayı kapatıldı.
Peki , T-KDP adıyla kurulan Türkiye Kürdistan Demokratik Partisi kapatılacak mı?
T-KDP, Irak’ın Barzanistan KDP’sinin Türkiye temsilcisi olduğunu saklamıyor, hatta aynı amblemi kullanıyor.
Barzani'nin televizyonu RÜDAW her hava durumunda Büyük Kürdistan hayallerini ilan ediyor.
Sivas’tan,Hakkari’ye, Hatay’dan Ardahan’a kadar hemen bütün Doğu Anadolu Bölgesinin bu büyük Kürdistan’ın bir parçası olarak boyandığı bir harita üzerinden hava durumu veriliyor.
İşte bu Barzani geçenlerde ülkemizi ziyaret etti.
Yanında bu Büyük Kürdistan’ın bayrağını da getirmiş.
Türk bayrağıyla birlikte göndere çekildi.
Bu ziyaret esnasında neler konuşuldu ne pazarlıklar yapıldı hepsini bilmemiz mümkün değil.
Ama hemen ardından T-KDP’nin anayasa referandumu ile ilgili Evet diyeceği yönünde irade beyanı bildirmesiyle bu pazarlıkta Barzani’ye düşenin ne olduğu anlaşılmış oldu.
En azından bir kısmı…
Zira Barzani’nin hazır Türkiye’ye gelmişken yaptığı diğer görüşmelerin içeriğinin ne olduğunu henüz bilemiyoruz.
Kısacası, Türkiye’de bir çok parti; “milletin birlik ve bütünlüğünü bozmak” suçlamasıyla kapatılırken, Türkiye sınırları içindeki geniş bir coğrafyada gözü olduğunu saklamayan Barzani’nin Türkiye temsilcisi olan bir parti, referandumda Evet diyeceğini açıklıyor.
Peki şaşırdık mı? Hayır!
Niye şaşıralım ki? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın baş danışmanlarından biri olan İlnur Çevik onun iş ortağı.
İlnur Çevik sizce hangi konuda danışmanlık yapıyordur?
Bu ülkeyi bir şirket gibi yöneteceğini defalarca ilan eden Erdoğan’la Barzani arasındaki ilişkilerin ticari yanını organize ediyor olmasın?
Türkiye ile ilgili büyük hayalleri olan Barzani, bu hayallerine ulaşmakta, can ciğer kuzu sarması olduğu Erdoğan’dan başka kime güvenebilir ki..?
Elbette her yönüyle sıkı ilişkiler içinde olduğu can dostunun Türkiye’de ipleri eline geçirmesini yürekten isteyecektir.
Yeni anayasanın Cumhurbaşkanına verdiği olağan üstü yetki sayesinde haritasına eklediği toprakların özerk bölge ilan edilmesi gayetle mümkün.
Bu da Büyük Kürdistan’ın ön adımı olacaktır.
Yani T-KDP’nin Evet diyeceğini açıklaması hiç şaşırtıcı değil.
Size bir şey diyeyim mi? Barzani’nin hazır Türkiye’ye gelmişken yaptığı görüşmelerin -şu an pek fazla dillendirilmeyen- bir takım sonuçları olursa da şaşırmayacağım.
Yani demem o ki eğer referandumdan Hayır çıkacağını, tahmin ederken HDP’nin önceki seçimlerde Kürt Coğrafyasından aldığı oyların hepsini hesaba katıyorsanız yanılırsınız.
HDP’nin Hayır diyeceğini ilan etmesi, bütün oy potansiyelinin Hayır yönünde olacağı anlamına gelmez.
HDP Hayır diyeceğini ilan ederken samimi olabilir. Kişisel olarak samimi olduklarına da inanıyorum.
Ancak bu durum HDP’nin samimiyeti ile alakalı değildir.
Ne HDP ne de Kürt Siyaseti bir bütün değil. Kürt coğrafyasında oyların önemli bir kısmı kütleler halinde hareket ediyor.
Bunu HDP’ye yakın yayın organlarında, sık sık, “falanca aşiret bütün mensuplarıyla birlikte HDP’ye katıldı” şeklinde çıkan haberlerden biliyoruz.
Özellikle İslamcı ve Kürtçü kimliğiyle bildiğimiz, HDP milletvekili Altan Tan’ın bu konuda oynadığı rolü aklımıza getirirsek, oyların kütleler halinde her yöne doğru akabileceğini hesaba katmamız gerektiğini görebiliriz.
7 Haziran seçimlerinde HDP’nin barajı geçmesinde onun aşiretlerle görüşmeleri büyük rol oynamıştı.
Seçimlerin hemen öncesinde, en büyük aşiretlerden, İslamcı yaşam tarzını benimsemiş ve daha önce Hüda-Par’a yakın duran Raman aşiretinin HDP’yi destekleyeceğini açıklamasında da Altan Tan’ın etkisi vardı.
HDP bütün samimiyeti ile Hayır dese bile, Altan Tan’ın kuracağı kontakların çok önemli olduğunu düşünüyor ve açıkçası Altan Tan’ın HDP’nin aldığı karara sadık kalacağını ise hiç düşünmüyorum.
Sonuç olarak T-KDP'nin Evet yönündeki irade beyanı basit bir olay değil.
Hayır cephesi bu olayın her iki yönünü de değerlendirmelidir.
Bu irade beyanı tepe tepe kullanabileceği bir kanıt olarak da önemli, diğer yandan Hayır oylarının cepte olmadığının anlaşılması açısından da önemli.
Hayır sadece inanç, coşku ve kararlılıkla kazanılamaz.
Akıl ve nesnel düşünme de gerektirir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Lütfen hakaret içeren yorumlar yazmayın.